30 Ocak 2008 Çarşamba

Oynatmaya az Kaldı

Her sene iki kere yenmeye alışmış olduğumuz 6s klübünü bu sefer 4 kere yenmek icin fırsat çıktı... Alışmış kudurmuştan beterdir misali adamlar ellerinden gelen her fırsatta önümüze çıkıp yenilen pehlivanı oynuyorlar... Ama problem değil her iki maçtada en az 2 farklı galibiyet alıcaz diyorum... Deplasmandaki maça da herkesi çağırıyorum :)

29 Ocak 2008 Salı

Ask hic biter mi?

Bu ara cok fena sardım bu sarkıya... Hani hiçbi özel anlamı olmasa bile insana güzel geliyor...

Aşk bitti elimden sanki minik bir balık kayıp gitti
Aşk bitti içimden sanki birşeyler kopup gitti

Aşk hiç biter mi?

Hiç bişey olmamış gibi boşlukta kayıp gider mi?

Kalır adımızla bir sokak duvarında,bir ağaç kabuğunda bir takvim kenarında
kalır bir çiçekte bi defter arasında bi tırnak yarasında bi dolmuş sırasında
Kalır bi odada bi yastık oyasında bi mum ışığında bi yer yatağında...

Aşk hiç biter mi?

kalır dilimizde yinelenen bi şarkıda bi okul çıkışında bi çocuk bakışında
kalır bi kitapta bi masal perisinde bi hasta odasında bi gece yarısında
kalır bi durakta yırtık bi afişeteburuk bir gülüşte dağılmış yürüyüşte..

Aşk hiç biter mi?

kalır bi sokakta bi genel telefonda bi soru yanıtında bi komşu suratında
kalır bi pazarda bi kahve skokusunda bi tavşan diyetinde bi çorağ fiyatında
kalır bi yosunda bi deniz kıyısında bi martı kanadında bi vapur bacasında

Aşk hiç biter mi?

Bu şarkıda emeği geçen söyleyen herkese teşekkürler. Tribüncülerinde duygusal anları olabilceinin kanıtıdır bu konu hadi bakalım =)

Sivastaydık




Biliyorum epeydir ihmal ettim burayı ama iste yine bımba gibi bir konuyla dönüyorum...

Evet Sivastaydık, lig birincisi sahasında hiç yenilmemiş bir nevi havalara girmiş sivas kentine unigfb olarak pek çok üniversiteden yaptığımız katılımlarla tam anlamıyla çıkarma yaptık.

İstanbuldan gelen kardeşlerimiz KFY otobüsüyle, kayseriden gelenler kayseri gfb otobüsüyle ve yozgattan gelenler ise yozgat gfb otobüsüyle şehre akın ettiler. Ben ise tokatta bulunmam vesilesiyle tokattan bir servis kaldırıp 10 kişiyi sivasa götürdüm...

Çok soğuk olacak orda maç mı olur gibisinden söylentilere kulağımızı tıkayarak gittiğimiz sivasta bizi günlük güneşlik ve bahsedildiği kadar soğuk olmayan bir hava karşıladı. Önce İstanbuldan arkadaşlar sonra biz ve daha sonra yozgat ve kayseri adeta akın etti sivasa.

Ufak çaplı kavgalar yaşansa da benim genel görüşüm sivas halkının bize karşı olan misafirperverliğiydi ve onlara teşekkür ediyorum bu yüzden.

Stadda asılı olan pankartların yarısı bizdendi ve tezahuratlara katılım açısından da oldukça sağlamdık.

Böyle tektek kopuk kopuk yazmak hoşuma gitmedi, hikayeleştiremiyorum o yüzden de bu yazıdan sıkıldım gelmeyenler çok şey kaybetti gelenler çok memnun kaldı.

Burdan her zamanki gibi bize verdiği destekten ötürü Sefa abimize de sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum, UNIGFB her zaman her yerde...

22 Ocak 2008 Salı

Trachimbrod diye bir yer

Bu sıralar moviemax'de güzel bir film oynuyor, herşey aydınlatılmalı diye bir kitabın sinema versiyonu ve oldukça güzel bir yahudi soykırımı işleyişi olmuş... Karakterli oldukça eğlenceli olan, filmin sonuna kadar merakla takip ettiren ve sonunda işin en başından beri hiçbirşey bilmediğimizi ortaya çıkaran,yeni sorularla beraber biten mükemmel bir film...

Amerikalı bir yahudi gencin dedesini nazilerden kurtaranları öğrenmek için yaptığı yolculuk bizler için çok ilginç şeyler öğretiyor. Karakterimizin tercümanı ve rehberi ukraynalı amerikan özentisi bir genç, karakterimize zeki bir köpek ve kör bir dedemiz eşlik ediyor.

Trachimbrod bir köy,nazilerin tamamını yok ettiği bir köy bir nevi anıt mezar gibi, altında pek çok sır gizliyor ve soykırımın pisliğini bize güzel bir anlatımla gösteriyor bu film..

filmden birkaç alıntı yapayım;

igor: neden buna 69 diyorlar?
alex:çünkü bu 1969'da bulundu
igor:nerden biliyorsun?
alex: * biliyorum çünkü icat eden arkadaşım. *
igor: insanlar 1969 yılından önce ne yapıyorlardı ?
alex: ??!!?? *

bir diğeri

jonathan: nedir bu? *
alex: sovyetler.
jonathan: ne oldu?
alex: bağımsızlık.

**
alex:rehber
igor:alexin kardeşi
jonathan:yahudi çocuk

13 Ocak 2008 Pazar

2. Devre Hakkında

Arkadaşlar hep beraber güzel bir şekilde kapattığımız ilk devreden sonra yeni katılımlarla ikinci devreye bugün giriyoruz. Bu devrede deplasman ağırlıklı maçlar var ve özellikle mart ayından itibaren başta sevilla deplasmanı olmak üzere galatasaray,beşiktaş,trabzon ve birkaç anadolu deplasmanıyla bu devre Genc Fenerbahceliler ismine katkımızı yapmayı devam ettireceğiz.

Çıkması planlanan ürünlerden gelecek gelirlerle kareografi şovlarına yeniden dönülecek ve Genc Fenerbahceliler'in üniversite oluşumu Genç Fenerbahceliler ismine üzerine düşen katkı neyse yapacaktır. İlk devrede olduğu gibi bu devrede de maçlara kalabalık katılımlarla gitmemiz gerekmektedir ve düzenlenen her organizasyonda üye üniversitelerimizin bütün desteğini bekliyoruz...

ÜNIGFB üyesi üniversitelerde oluşum ve yapılanma çalışmalarına hız verilmesi ve 2008-2009 sezonu için ön hazırlıklara başlanması gerekmektedir. Ayrıca üniversitenizin bulunduğu ilin çevresindeki futbol-basketbol-voleybol maçlarına pankartlarınızla katılmanız gerekmektedir. Bunun için ise bir otokontrol yapacağız ve üye üniversitelerimizin aktivitelerini sürekli olarak takip edeceğiz.(bu dönem sticker,sprey vb. aktiviteleriyle okullarınızda ve bulunduğunuz illerde kendi reklamınızı yaparak sizden haberi olmayan Fenerbahceli kardeşlerimizi de gruba katın, mail grubu vb. şeylerle internet üzerinden kendi içinizdeki haberleşme ağını kuvvetlendirin)

Üniversitelerdeki Genç Fenerbahceliler varlığını arttırmak abilerimizin bize vermiş oldukları desteğe olan mutlak borcumuzdur. Bu sezon kapandığında içimiz rahat olsun ve üzerimize düşeni yapmış olalım.

Yeni devre hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.

Genc Fenerbahceliler-Uni

UNIGFB YK

10 Ocak 2008 Perşembe

Handanla Mehmet

Güzel bir yazı gördüm biyerde, Hemen koyuyorum..


Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup,olmadığını merak eder. Aklını okumuşcasına Mehmet annesine der ki: Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok. Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner. Aradan bir iki gün sonra Handan der ki: Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum. Mehmet yanıtlar: Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım. Oturur ve yazar: Anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum. Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. Sevgiler oğlun Mehmet. Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir: Sevgili oğlum: Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki: Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. Sevgilerle annen...

Harikalar Diyarı


Tanjevic'in bütün sabotelerine rağmen Fenerbahcemiz Avrupada futbolda olduğu gibi doludizgin ilerlemeye devam ediyor... Abdi ipekçide UNIGFB'nin katılım gösteremediği önemli maçta fransız temsilcisi Chorale Roanne'i 81-68 gibi acık bir farkla yenerek top16 yolunda büyük bir avantaj sağladı...

Bu skordan dolayı emeği geçenlere ve Fenerbahcemizi yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerimizi borç biliyoruz... Her alanda zirveye...

8 Ocak 2008 Salı

Transfer..


Haberlerde yer alış şekline göre Aziz Yıldırım bu konuda Zico´nun isteğini geri çevirmiş... Sınırlı ve genç bir kadroya sahip Fenerbahcemiz Avrupada harikalar yaratırken ara dönem transferini yıllardır Avrupada yola devam şartına bağlayan başkanımızın bu sezon transfer yapmama kararı alması bence olası bir yarı final yolunun önünde yüzde 20´lik etki yapar görüşündeyim. Gerçi harikalar yarattığımız olağan üstü oynadığımız bir gerçek ama yinede orta sahaya yada forvete en az bir yıldız futbolcu daha katılsaydı (şampiyonlar liginden elde edilen parayla) Avrupa için şansımız çok daha yüksek olabilirdi...

Yinede hayal meyal gibi kelimelere yer yok‚ Ben bana düşen desteği her zaman veririm ama sizce bu karar olumlu mu yoksa olumsuz mu merak ettim... Çünkü olumlu yönü de yok değil‚ oturmuş ve başarılı bir kadroya takviye yapmak futbolcularda moral bozukluğuna da yol açabilir...

4 Ocak 2008 Cuma

Biri Sunu Sustursun!


Kadın olsam türban takardım açıklamasıyla gündem olan, bu konudaki ilginç çıkışlarıyla kendini halka sevdirme çabasına giren süper gay cemil ipekçinin son röportajı dillere destan olmuş... Adam diyor ki 'muhafazakar eşçinselim' ne güzel dünya... Dinin kesinlikle yasakladığı her şeyi yapıcaksın sonrada böyle yalakalıklar yapıcaksın... Adamlar ellerine imkan verilse hepinizi irandaki gibi asacaklar ama bu cemil ipekçi ve türevleri o kadar cahil ki karşılarındaki tehlikenin ne olduğunu bile bilmeden sırf sempatik görünmek uğruna böyle saçmalıklar konuşuyorlar...

Her neyse, takdir yüce halkımızın, sizde bugün varsınız yarın yoksunuz nasıl olsa sayın cemil...

Birde sen Abdi İpekçi'nin yiğeni olacaksın yazıklar olsun sana...

Kadıköyde Yaşamak Ayrıcalıktır



Bu ara yine bir gündem maddesi oluştu, Ataşehirde klübümüzün aldığı ihalede güya şaibe varmış, böyle ihale mi olurmuş bilmem ne...

gs takımına tabiri caizse tahsis edilen bizim salon arazimizden kat kat büyük araziyi görmezden gelip bu tür yakıştırmaları yapanların bir noktaya dikkat etmesi gerek...

gs klübüne tahsis edilen arazide yapılacak olan bütün inşaatlar devletin parasıyla taşeron firma tarafından yapılacak ve stad gs klübüne kalacak. Ancak bizim yapacağımız salon bizim paramızla yapılacak her zamanki gibi... Çünkü biz onlar gibi devlet üstünden geçinen asalak bir klüp değiliz ve herşey ortadayken hiç utanmadan bize yapılan bu tür yakıştırmalara seyirci kalmaya içim elvermiyor.

Bu arada başka bir konu daha var, Seçimlerde taraftarımız tarafından desteklenen Fenerbahceli başbakan'ın Fenerbahçeye yapması gereken hizmeti Galatasaraya yapması, onun yerine Galatasaraylı diye dedikodusu yapılan Kadıköy belediyesinin Fenerbahceye arazi sağlaması taraftarımızın saflarını doğru belirlemesi açısından önem teşkil etmektedir bence...

Önümüzdeki yerel seçimlerde de Fenerbahce taraftarını kendide hizmet getirene destek vermeye davet ediyorum.

Kadıköy Belediye Başkanı CHP'li Selami Öztürk'e klübümüze yapabileceği tek iyilik olan arazi yardımından dolayı da teşekkür ediyorum... Her ne kadar ortada usulüne uygun yapılmamış bişey olmasa da...