tag:blogger.com,1999:blog-19877335350694028132024-03-12T16:30:14.897-07:00Siyasi AnalizlerONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.comBlogger36125tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-40235158108546061862009-07-03T04:42:00.000-07:002009-07-03T04:53:57.045-07:00Efsane Maraton blog'u kapanırken.Böyle birkaç ayda bir önemli konularda yazmaya alıştım sanırım.<br /><br />efsanemaraton blogunun yazarı olan kardeşim gibi her konuya bir blog yazacak vakti kendimde göremiyorum. Bunda hukuk fakültesinde okumam, tribün oluşumlarının birinin başını çekmem hareketli sosyal hayat ve pek tabii birde kız arkadaş etkisi söz konusu.<br /><br />Fakat yinede böyle önemli bir konuyu atlamak istemem. Bu vesileyle bloga 1-2 entry daha girerim diye düşünüyorum.<br /><br />Neyse bu kardeşimizi üniversitemizdeki Fenerbahçe mücadelesinin başını çekerken bize olan destekleri ile tanıdık ve sevdik. Sonrasında 4 yıldır yollarımız hiç ayrılmadı. Bir sezon kendisi maratonda biz migrostaydık, sonra bizde onun yanına geldik.<br /><br />Yıllardır tribünün ve tribüncülüğün göbeğinde saf tutmakla beraber Fenerbahçe davasını yaşattık.<br /><br />Gün oldu deplasman yaptık, sarhoşluklarını çektik, gün oldu halısaha maçlarında kendimizi koparken bulduk ama bu dostluğu kardeşliği hep yaşattık. Zaten bizim farkımız ordan gelir, en yenisinden en eskisine nerdeyse herkes birbirinin dostu- kardeşidir.<br /><br />Kendisinin Amerikaya gitmemesi konusunda kendisine çok baskı yaptım. Hani üzerime düşen neyse onu yaptım. Ama kararını vermiş. Zaten aramızda manchester'lı diye takılırdıkşimdi de ohio'lu oluyor bildiğim kadarıyla. Allah yolunu açık etsin.<br /><br />Şimdi sen yokken, ilk kim sarhoş olacak o otobüste? Rıdo kiminle kapışacak? Grubun işleyişiyle ilgili en ortayolcu ve demokrat fikirleri kim sunacak?<br />Şimdi sen yokken, Fenerbahçe tribünleri bir kişi eksik mi kalacak? Senin gibi dava adamları bu zamanlarda az bulunuyor, inşallah sen giderken arkandan başka kişileri teşvik etmişsindir bloğun sayesinde.<br /><br />Şimdi sen yokken caddebostana indiğimizde kimi arıycaz be kardeşim.<br />Kim anlatıcak avrupa kupalarına gidipte yaşadığı anıları. Yurtdışı deplasmanlarında bizim pankartımızı kim asıcak oralara : )<br /><br />İstisnasız her organizasyona katılmanla insanlar senden örnek alsın diyorum. Son olarak da son 1 haftadır senin uğruna yaptıklarımızı unutma, İnşallah oralarda tutunamazsın çok dayaklar yersin, seneye aramıza geri dönersin heheheh<br /><br />Güle güle, Amerikada bir kişi fazlayız şimdi, işimize yararsa : ))ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-3516679795972687872009-05-18T14:20:00.001-07:002009-05-18T14:23:51.757-07:00Zafer Direnen GFB'nin Oldu...Bir sezon boyunca pek çok engellemelere haksız cezalara, bizi bitirmeye çalışanlara inat, bize ve Fenerbahçe tribünlerine saldırıldıkça birara duran, daha sıkı ve omuz omuza veren Fenerbahçe tribüncüleri bütün zorlamalara ve müdahalelere rest çekerek direnişinie devam etmiş ve sonunda zaferini kazanmıştır.<br /><br />Bu zafer Sefa Abimiz başta olmak üzere bu zor günlerde abilerimizi ve grubu yanlız bırakmadan mücadele eden deplasmanlara kendi imkanlarıyla zor şartlarda giderek Fenerbahçe tribünlerinin bitilemeyeceğini dosta düşmana ilan eden bütün GFB üyeleri ve abimizden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Kfy üyelerinin ve bizimle beraber tribün mücadelesini yaşatan irili ufaklı tribün gruplarımız ile münferit Fenerbahçe tribüncülerinindir.<br /><br />Maraton üst tribünüyle ilgili alınan bu karar bizler için umut olmuştur. Artık bizim dik duruşumuzdan mıdır yoksa gönlümüzün alınmak istenmesinden midir bilinmez ama yönetimin bu kararını olumlu karşılıyor,teşekkür borcumuzu o tribünleri tamamen doldurarak ödeyeceğimizi söylüyoruz.<br /><br />İnşallah haksız cezalar da kalkar ve Fenerbahçe tribünleriyle olan davasını sona erdirir sayın başkan.<br /><br />Hepimiz için Hayırlı olsun. Şimdi üzerimize düşen o tribünleri doldurmaktır. Herkes elinden geleni yapsın ve kombinelerimizi alalım.<br /><br />Bu davada Sefa abimizi ve bizleri yanlız bırakmayan her kim ise onlara teşekkürler. Allah yolumuzu açık etsin.<br /><br />UNIGFB<br /><a href="http://www.unigfb.org/" target="_blank">www.unigfb.org</a>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-90726533438909969442009-03-17T14:55:00.000-07:002009-03-17T15:26:39.979-07:00Nasıl Olacak Bu İşlerBir Hafta iyiyiz bir hafta kötü, geçen hafta kayseriyi süper bir futbolla geçen Fenerbahçemiz bu hafta berbat bir futbolla kocaeliyle berabere kaldı şampiyonluk yolunda ağır darbe aldı... Maçtan sonra protesto etmek isteyen KFY'den abi ve kardeşlerimiz ise stad hoparlöründen çalan müziğin sesinin açılmasına sinirlenerek tepkilerini gösterdiler.<br /><br />Fenerbahçemizin şampiyonluk yolunda iddası devam ediyor ancak bir hafta parıldayan Fenerbahçemiz bir sonraki hafta resmen sönüyor ancak ben inanıyorum biz büyük maçları severiz, biz herşeye rağmen şampiyon olacağız...<br /><br />inşallahONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-30944962815484935542009-03-12T09:40:00.001-07:002009-03-12T09:40:31.708-07:0055 trilyonaslında birgün çıkacaksa para o hafta bu hafta olsa da olurmuş... : )ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-4140525413998554512009-03-11T16:10:00.000-07:002009-03-11T16:13:06.383-07:00İçinde Bulunulan Durum...bilmelisin ki ...<br />duvarda asili diplomalar insani insan yapmaya yetmez.<br /><br />bilmelisin ki ...<br />ask kelimesi ne kadar çok kullanilirsa, anlam yükü o<br />kadar azalir.<br />bilmelisin ki ...<br />karsindakini kirmamak ve inançlarini savunmak arasinda<br />çizginin nereden geçtigini bulmak zor.<br /><br />bilmelisin ki ...<br />gerçek arkadaslar arasina mesafe girmez. gerçek<br />asklarin da!<br /><br />bilmelisin ki ...<br />tecrübenin kaç yasgünü partisi yasadiginizla ilgisi<br />yok, ne tür deneyimler yasadiginizla var.<br /><br />bilmelisin ki ...<br />aile hep insanin yaninda olmuyor. akrabaniz olmayan<br />insanlardan ilgi,sevgi ve güven ögrenebiliyorsunuz.<br />aile her zaman biyolojik degil<br /><br />bilmelisin ki ...<br />ne kadar yakin olursa olsunlar en iyi arkadaslar da<br />ara sira üzebilir. onlari affetmek gerekir.<br /><br />bilmelisin ki ...<br />bazen baskalarini affetmek yetmiyor. bazen insanin<br />kendisini affedebilmesi gerekiyor.<br />bilmelisin ki ...<br />yüreginiz ne kadar kan aglarsa aglasin dünya sizin<br />için dönmesini durdurmuyor.<br /><br />bilmelisin ki ...<br />sartlar ve olaylar, kim oldugumuzu etkilemis olabilir.<br />ama ne oldugumuzdan kendimiz sorumluyuz<br /><br />bilmelisin ki ...<br />iki kisi münakasa ediyorsa, bu birbirlerini<br />sevmedikleri anlamina gelmez. etmemeleri de sevdikleri<br />anlamina gelmez.<br />bilmelisin ki ...<br />her problem kendi içinde bir firsat saklar. ve<br />problem, firsatin yaninda cüce kalir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">bilmelisin ki ... </span><br /><span style="font-weight: bold;">sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pismanligin uzun yillar </span><br /><span style="font-weight: bold;">sürüyor. </span><br /><br /><br />---------<br /><br />yerin seni çektigi kadar agirsin<br />kanatlarin çirpindigi kadar hafif..<br /><br />kalbinin attigi kadar canlisin<br />gözlerinin uzagi gördügü kadar genç...<br /><br />sevdiklerin kadar iyisin<br />nefret ettiklerin kadar kötü..<br /><br />ne renk olursa olsun kasin gözün<br />karsindakinin gördügüdür rengin..<br /><br />yasadiklarini kar sayma:<br />yasadigin kadar yakinsin sonuna; ne kadar yasarsan yasa,<br />sevdigin kadardir ömrün..<br /><br />gülebildigin kadar mutlusun<br />üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin<br /><br />sakin bitti sanma her seyi,<br />sevdigin kadar sevileceksin.<br /><br />günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger<br />ve karsindakine deger verdigin kadar insansin<br /><br />bir gün yalan söyleyeceksen eger<br />birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.<br /><br />ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret<br />ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin<br /><br />unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin<br />günesin seni isittigi kadar sicak.<br /><br />kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin<br />ve güçlü hissettigin kadar güçlü.<br /><br />kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..<br />iste budur hayat!<br /><br />bunu hatirladigin kadar yasarsin<br />bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün<br />ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun<br /><br />çiçek sulandigi kadar güzeldir<br />kuslar ötebildigi kadar sevimli<br /><br />bebek agladigi kadar bebektir<br />ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,<br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">sevdigin </span><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">kadar </span><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">sevilirsin... </span><br /><br /><span style="font-weight: bold; font-style: italic;">can yücel</span>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-29659996245183737472009-03-08T08:29:00.001-07:002009-03-08T08:29:54.724-07:00Vahşetin böylesiVatan gazetesinden alıntıdır.<br /><br />Aşçı babanın tek kızıydı Münevver. Alımlıydı, gençti, güzeldi... Ama fakirdi...Oğlan ise koleje gidiyor, villada yaşıyordu... Fakir kız, hayatının aşkıyla evlenecek, sonsuza dek mutlu olacaktı. Ama bu kez masal mutlu sonla değil, kanla vahşetle bitti...<br /><br />TV’lerde iz bırakan “Bir İstanbul Masalı” dizisindeki gibiydi her şey.. Bir yanda zengin bir ailenin oğlu, diğer yanda mütevazı bir aşçı babanın kızı.. Cem ile Münevver’in öyküsü.. Dizideki gibi nikah masasında değil, son yılların en acımasızca cinayeti sonucu bir çöp tenekesinde parçalanmış cesetle bitti bu hazin öykü..<br /><br />Bolu’dan İstanbul’a...<br /><br />VATAN, peri masallarındaki gibi başlayan ancak hazin bir sonla biten o aşkın başrolündeki Münevver Karabulut’un, öyküsünü araştırdı. Baba Süreyya Karabulut, 35 yıl önce çıktı Kayabaşı’ndan. Tüm akrabaları gibi aşçılık öğrenecek İstanbul’un mutfağında geleceğini kuracaktı. 8 yaşında aşçı yamağı oldu. Hayat Hastanesi’nde başladı işe. Okulunu sürdürürken, aşçılığını ilerletti. Bir yakının referansıyla İstanbul Valiliği’nde baş aşçı olarak görev aldı. 1991’de Tarabya’da kendisine ait bir restoran açtı. Karabulut’un en büyük hayali İstanbul’da bir ev almaktı. Fakat ev alamadan kısa bir süre sonra işi devrederek, Fener Rum Patrikhanesi’nde aşçı olarak işe başladı.<br /><br />Fulya’da, mütevazı bir apartman dairesinde kiracı olarak yaşayan Süreyya Karabulut evlendikten sonra hayatının en büyük mutluluğunu 1991’de 7 Şubat akşamında yaşadı. O gece dünyalar güzeli bir kız çocuğu dünyaya geldi. Adını Münevver koydular. Bir yıl sonra da bir erkek çocukları oldu. Süreyya Karabulut ile eşi Melahat Karabulut, birlikte çalışıp hayatla savaşlarını sürdürmeye devam edeceklerdi. Münevver ile kardeşi büyüyüp okul çağına geldiklerinde gidebilecekleri tek bir okul vardı. O da devlet okulu...<br /><br />Ailenin neşe kaynağı<br /><br />Kendi yağlarında kavrulan Karabulut ailesinin mutluluğuna kısa bir süre sonra gölge düştü. Ailenin yükünü önemli ölçüde omuzlayan anne Melahat Karabulut’a MS hastalığı teşhisi konulunca aile ilk sarsıntıyı yaşadı. O güne kadar yaşadıkları hiçbir yokluk onları bu denli etkilememişti. İşte bu zorlu günlerde ailenin en büyük desteği Münevver Karabulut oldu. Hayallerdeki gibi bir gelecek ancak Münevver’in okuyarak ulaşabileceği bir şeydi. Beşiktaş’taki Bingül Erdem Lisesi’nin çalışkan öğrencilerinden Münevver’in okuyabilmesi için ailesi hiçbir şeyi esirgemiyordu. Baba geçtiğimiz yıl kızını dil eğitimi almak için Kanada’ya göndermişti. Yaz okuluna giden Münevver dönüşte mükemmel bir İngilizce ile evine gelmişti.<br /><br />Sürpriz doğum günü...<br /><br />Münevver’in okul ile ev arasında geçen hayatı geçtiğimiz yıl arkadaşlarıyla gittiği kafede gördüğü Cem Garipoğlu’nu tanımasıyla tamamen değişti. İlk bakışta aşık olan Münevver, Cem’i ailesiyle de tanıştırdı. Başka bu ilişkiye karşı olsalar da kızlarının mutlu olduğunu gördüklerinde onlar da artık onaylamıştı. İlişkisi sorunsuz bir şekilde devam eden Münevver Karabulut, bundan birkaç gün önce “hayatımın aşkı dediği” Cem Garipoğlu’yla Etiler’de bir bara giderken içinde tarifsiz bir mutluluk vardı. Bara geldiklerinde kendisine bir sürpriz hazırlandığını tahmin ediyordu ama bunun ne olduğunu bilmiyordu. Cem Garipoğlu, barın sahipleriyle, “Cumartesi akşamı burada bir doğum günü partisi vermek istiyoruz. Yer ayırtabilir miyiz” dediğinde Karabulut’un içi kıpır kıpır oldu.<br /><br />Korku filmi izlediler<br /><br />Cem’in yaptığı tek sürpriz bu değildi. Bundan çok kısa bir süre önce ders çıkışında Münevver’i özel arabasıyla alıp sinemaya izlemeye gitti, Çiftin en büyük hobisi birlikte müzik dinlemek ve sinema izlemekti. O gün izledikleri film Sevgililer Günü Katliamı adını taşıyan, ilginç bir filmdi. Hastalıklı bir aşk öyküsünü işliyor ve filmde bir genç kızın kafası hunharca bir şekilde gövdesinden ayrılıyordu.. Dehşete düşen Münevver, iddiaya göre arkadaşlarına, “Biz romantik film diye gittik, vahşet filmi çıktı. Çok korktum” demişti.<br /><br />Anneye son telefon<br /><br />Münevver, Salı günü okuldan çıktığında kapıda kendisini özel arabasıyla Cem Garipoğlu bekliyordu. Saat 17’de annesini arayıp, “Servisle gelmiyorum. Arkadaşlarla kafeye gidiyorum. Merak etmeyin” dedi. O gece çok güzel başlamıştı. İkili bir süre sonra Cem Garipoğlu’nun Bahçeşehir’de ailesinin kaldığı villaya gitti. Polisin daha sonra yaptığı olay yeri incelemesinin sonuçlarına göre Karabulut burada göğsüne ve karnına bıçak darbeleri aldı. Karşı koymaya çalışınca da sağ baş parmağı ve işaret parmağı arasında derin kesikler oluştu. Yerde cansız bir şekilde yatan Karabulut’un başı tıpkı daha önce birlikte izledikleri “Sevgililer Günü Katliamı” adlı filmdeki gibi hunharca bir şekilde gövdesinden ayrılarak gitar kutusuna konuldu. Gövdesi de bir bavulun içine konulduktan sonra korsan bir taksiyle Cumartesi günü sürpriz doğum günü partisinin yapılacağı barın bir arka sokağına getirilerek çöp konteynerine atıldı. Peri masallarındaki gibi bir düğünle dünya evine girmeyi hayal ederken sevdiğinin elinden gelen bu korkunç ölüm onun da, film gibi başlayan bir öykünün de sonu oldu.<br /><br />DOĞUM GÜNÜNDE MEZARA GİRDİ<br /><br />Yaşasaydı, dün 18’ine basacaktı Münevver... Yani “reşit” olacaktı. Aslında kişiliğini, kimliğini kazanmıştı ama, yasalara göre henüz ’reşit’sayılacaktı... Etiler’de bir cafede arkadaşlarıyla eğlenecekti, hediyelerini heyecanla açacaktı... Olmadı... Doğduğu gün, ailesi, köy mezarlığında sessiz bir tören düzenledi. Henüz çökmemiş toprağın altında yatan evlatlarına gözyaşlarıyla kapandılar... Bolu’nun Mengen İlçesine bağlı Kayabaşı köyü’nde, tarifsiz acılar yanırken VATAN oradaydı.<br /><br />Taksi şoförü ifade verdi<br /><br />Kamera görüntülerinden tespit edilen korsan taksici ehmet Benice, önceki gece teslim oldu. Korsan taksici sorgusunda olay günü Cem Garipoğlu’nu villadan alarak Etiler’e götürdüğünü kabul etti: “Ben korsan taksicilik yapıyorum. Beni arayıp araç istedi. Gittiğimde elinde çantalar vardı. Bagaja koyduk. Etiler’e gelince bana ’Bunlar atılacak. Bana yardım eder misin?’ dedi. Çantalarda ceset olduğundan haberim yoktu.” Benice, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak evrakta sahtecilik suçundan arandığı için yeniden gözaltına alındı.<br /><br />KATİL ZANLISININ BABASI<br /><br />‘Kız arkadaşım kafasını kanapeye vurdu’ dedi<br /><br />Genç kızın cesedinin bulunduğu gece gözaltına alınan işadamı Mehmet Nida Garipoğlu ile anne Tülay Garipoğlu, önce savcıya ardından da mahkemede hakime ifade verdi. Hakim, şüphelilerin sabit ikamet sahibi olması ve suç vasfının niteliğinin değişebileceği gerekçesiyle savcının “tedbiren” tutuklanmaları talebini reddederek anne ve babanın serbest bırakılmasına karar verdi. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan işadamı baba Mehmet Nida Garipoğlu’nun polise verdiği ifadede cinayetten bilgisinin olmadığını söylediği öğrenildi. Baba Garipoğlu’nun ifadesinde “Olay günü dışarıdaydım. Oğlum beni aradı. ’Baba kız arkadaşım ile kavga ettik. Moralim bozuk’dedi. Ben daha sonra eve geldim. Evde kan izlerini gördüm. Oğluma bunun ne olduğunu sorunca bana ’Kız arkadaşım buradaydı. Biraz tartıştık. Düşüp kafasını kanepeye vurdu. Kafası kanadı. Sonra ben gereğini yapıp kız arkadaşımı gönderdim’dedi. Ben de oğlumu aldım ve bir kafeye bıraktım. Bir daha da kendisinden haber alamadım” dediği öğrenildi. Anne Tülay Garipoğlu da olay günü dışarıda olduğunu belirterek “Ben saat 19.00’da eve geldim, Evimiz üç katlı. Oğlum üst katta hocasından ders alıyordu. Sonra dışarı çıktım. Bir daha da oğlumu görmedim” dedi.<br /><br /><br />....<br /><br />Allah belanı versin, yatacak yerin yok...ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-14668984220121530282009-03-02T04:51:00.000-08:002009-03-02T04:59:45.885-08:00Bokunu ÇıkardınSokmuş oraya 7 adam<br />En Fazla 10<br />Ne oldukları kim oldukları tarafımızdan bilinmekte<br />Tek maçta milyarları indiriyorlar hazretlerinin sağladığı rantlarla<br />Yine indirdiler<br /><br />10 kişiler 10<br />Ellerinde emanetler<br />Meydan okuyorlar herkese<br />Poliste koruyor onları<br />Ana avrat sövüyor bize,abimize<br /><br />Amaç Belli<br /><br />10 kişiler 10<br />Toplasan 10<br />DAyaktan falan korkmuyorlar<br />Akıllarında para var<br />Hazretlerinin sözde önlemeye çalıştığı rant<br />O rantın kralını yiyor bunlar...<br /><br />Yazıklar olsun<br /><br />Bokunu çıkardınız iyice<br />Soğuttunuz herşeyden<br />Yine cezalar yağdıracaksınız biliyoruz<br /><br />Döktüğün kanda boğulursun, sandığa gömülürsün inşallah!ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-42167775988364482612009-02-27T04:36:00.000-08:002009-02-27T04:37:15.361-08:00Süper Loto Çıldırdı :)Neler yapmam neler...<br /><br />30 trilyona koşuyor 10. devir oldu...<br /><br />Eğer birgün çıkacaksa bu para o hafta bu hafta olmalı : )ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-50888560664334761892009-02-27T04:35:00.000-08:002009-02-27T04:36:33.310-08:00İyi Gün Dostu Değiliz.İkinci yarı başladığından beri çeşit çeşit yıldırmalar ve kirli politikalarla grubumuzun üstüne geliniyor. Bütün bunları sene başından beri CEFA duygusuyla omuz omuza vererek aştık ve son 2 haftadır hem abimizin katılımı, hemde kardeşlerimizin büyük özverisiyle tribünde oldukça iyi bir durumdayız denilebilir.Haftasonu gençlerbirliği deplasmanına gittik ve oldukça sağlam olarak yerimizi aldık, tribünde sadece istanbuldan gelenler değil ankara ve çevre illerden gelenlerin de yer aldığını görmenin mutluluğuyla güzel tezahuratlarla coştuk. Bize ayrılan bölümün neredeyse yarısı tamamen GFB ve tribüncülerindi, her bestemiz çok büyük sesle söylendi denilebilir.Ancak ligin başından beri bizimle uğraşmayı kendine görev edinerek asıl görevi olan Fenerbahçe takımını unutmuş yönetimimiz bu güzel taraftarı bir kez daha hayal kırıklığına uğramak zorunda bıraktı. Kaybolan Ruhumuz o mükemmel seyirciye rağmen geri gelmedi, yönetimimiz gerekeni yapıyor mu tartışılır.Herşeye rahmen ve ikinci yarıda alınan sadece 1 galibiyete rağmen takımımız şampiyonlukta iddialı ve biz bu nedenle maç içerisinde en ufak bir kötü tezahurata homurdanmaya izin vermedik, takımımızı destekledik.Yönetimimizin bize uyguladığı bütün politikalara rağmen GFB her zaman ve her şartta takımına desteğine devam edecektir. Kazandığında sevmedik seni kaybettiğinde sevdiğimiz kadar..!ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-39681074052388854652009-01-27T14:05:00.000-08:002009-01-27T14:10:31.462-08:00Fark Var!Öncelikle selamlar<br /><br />Arkadaşlar ve kardeşler dün yaşanan olayları ve Sefa abimizin stada alınmayışını sonrasında devam eden süreci sitemiz anasayfasına koymuş ve gerekli açıklamalar yapılmış bu nedenle ben bu konuya değinmeyeceğim bu konudaki hislerimizi diğer topiclerde zaten dile getirmekteyiz.<br /><br />Sefa abimizin tribünden çıkartılmasından sonra maraton üst e ve f blokta her maç birlikte bağıran ve 90 dakika desteğini esirgemeyen genç fenerbahçeliler grubumuz bu durumu protesto etmiş ve sonrasında da yaşanan olaylar sebebiyle protestoyu bitirmiştik.<br /><br />Her maç 90 dakika hiç susmadan destek veren ve özellikle F blok ve Ebloktaki münferit taraftarlarımızın da desteğini alarak beraber besteler söyleyerek Fenerbahçemize olan aşkını dile getiren grubumuz ilk haftalarda yaşanan sorunlardan sonra bu bloklardaki taraftarlarla koltuk komşusu olmanın da getirdiği yakınlıkla ilişkilerini ilerletmiş, bu kişilere kendini çok da güzel bir şekilde tanıtmıştır.<br /><br />Öyle ki maç günü yaptığımız protestolara kendi blok'umuzdan (F) en ufak bir tepki dahi almamış bize doğru dönerek yapmasak daha iyi olur tarzı hareket yapan ve her maç bizim üç beş sıra önümüzde bağıran genç bir arkadaş dışında en ufak bir homurdanma dahi olmamıştır.<br /><br />Protestolarımızın sonlarına doğru g bloktan (ki g blok tribünlerimiz adına utanç duyduğum kesinlikle bağırmayan bir bloktur) birkaç kendini bilmez terbiyesizin el kol hareketleri ve küfürleriyle zaten gergin olan bizler biraz daha gerilmiş ancak herhangi bir olay yapmamıştık, bu g bloktakilerden cesaret alan D bloktakiler ise (bu kişilerin kimler tarafından oraya konulduklarını merak ediyoruz) Sefa abimize küfür edecek kadar ileri gitmişler ve E bloktaki abilerimizi tabiri caizse tahrik etmişler olaylar yaşanmasına sebebiyet vermişlerdir.<br /><br />Maratonda yer aldığımız zamanlar boyunca E ve F blokta etkin rol oynayarak efsane maraton adına birşeyler yaptığımızı herkes bilmektedir, insanlarla olan diyaloğumuzun güzelliği, sevecen ve candan tavırlarımız sezon başından beri takdir toplamaktadır.<br /><br />Öyle ki bizi protesto amaçlı g bloğun başlattığı bir tezahurata F bloktan neredeyse kimsenin katılmaması bizlerin adına mutluluk vermiştir. Bütün yaşananlardan sonra biz maçtan çıkarken çocuğu ile maçını seyretmekte olan bir beyefendinin bizzat bana ' Biz sizi biliyoruz sizin sezon başından beri gösterdiğiniz özveriyi vermeye çalıştığınız desteği görüyoruz çocuklarımız sizleri örnek almakta tahriklere kapılmayın mücadelenizi sürdürün' sözlerini buraya yazmaktan kıvanç duyuyorum.<br /><br /><br />bizleri bilen bizleri gören insanların bize olan yaklaşımı ne yazıkki G blokta yer alan sezon başından beri ellerinden geldiğince başlattığımız tezahuratlara katılmayıp bizlere kötü kötü bakan bir takım kimselere hiç mi hiç örnek olamamış... Orada olanlar bilirler bizim özverimizi,bizim çabamızı arkadaşlar ve yine orada olanlar bizi takdir ederler.<br /><br />bugün bazı forumlarda ve bazı platformlarda bir takım kişiler Maratondaki GFB grubuna yönelik çeşit çeşit eleştiri getirmişler. Güya çoluk çocuk demeden saldırmışız, güya tokmak fırlatıp kavgalara sebep olmuşuz.. Bizlerin abimizi bizden hukuksuzlukla ayıranları protesto etmeye hakkımız yok mu? Birçok maçta herkes susarken bağıran bizlerin bir maçta 30 dakika kendi istediğimiz protestoyu yapma hakkımız yok mu? Kimilerine göre yokmuş... bu kişiler o kadar ileri gittiler ki annemize,ablamıza, sülalemize küfürler ettiler hatta bazıları o kadar ileri gitti ki bize kombine satan zihniyete bile salladı (ironiye bakın ki bize kombine satan bunların çok sevdiği başkandır)... Yani bizler her maç bağırınca bir alkış bile yok ama yarım saat abimiz için bağırınca küfürlere bakın...Sonrada oraya buraya yazıyorlar neymiş efendim ne kadar haklı olursak olalım kavga etmişiz bilmemneymiş.<br /><br />Yine bu platformlardan birinde adam 'bunlar stadın 150 km. yakınına bile yaklaştırılmamalı üzerinde fenerium ürünü olmayana kombine satılmamalı bunlar fenerbahçe maçlarının bir rant kapısı değil sosyal aktivite olduğunu bilmeli' diyor...Adam hala rant diyor şu saçmalığa bakın, ne rantı kardeşim? biz değil miyiz deplasmana oraya buraya cebimizden parayla giden? biz değil miyiz o her maç övündüğünüz koreografileri kendi parasıyla yapan? Biz değil miyiz görsellik olsun diye pankartlar hazırlayan? bu paraları biz harcarken hiç aklınızdan geçirdiniz mi bu çocuklara helal olsun bu tribün için bu takıma destek için ne paralar harcıyorlar diye?<br /><br />Her neyse konuyu dağıtmıyım bu vatandaş demiş 'sosyal aktivite' işte önemli nokta bu arkadaşlar iyi yakalayın... Bizi o g bloktaki d bloktaki münferitlerden ayıran bu, bizleri destekleyen münferitleri diğerlerinden ayıran bu, biz bu işe sosyal aktivite olarak bakmıyoruz. Eskiden de dediğimiz gibi 'Fenerbahçe bir haftasonu aktivitesi değil bir yaşam biçimidir'... Bizler bütün gruplar, bütün tribüncü münferitler bütün gerçekten Fenerbahçe aşıkları FENERBAHÇEYİ YAŞIYORUZ.<br /><br />Fenerbahçeyi yaşayanlarla Fenerbahçeyi zevk aracı olarak kullananlar arasında elbette fark olmalı.Fenerbahçeyi yaşayanlar ve nesilden nesile yaşatacak olanlar ile diğerleri aynı kefeye konulamaz. Onlar Fenerbahçeli bile değiller zira... Bundan sonra da tavrımız daha sert olacak (sertlikten kasıt hukuksuz birşey değildir yanlış anlaşılmasın), Fenerbahçeyi yaşamayı öğreteceğiz bu kişilere, bizi daha iyi anlatacağız. O zaman belki kendilerinden utanırlar, belki gider ait oldukları yerde samiyende sosyal aktivite yapmaya başlarlar,Fenerbahçemizi ve tribünümüzü rahat bırakırlar...<br /><br />selam ve saygılarımızla<br /><br />UNIGFBONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-26226910800591085632008-09-28T05:10:00.001-07:002008-09-28T05:10:48.025-07:00GFB kendini Fesh Etmeli(ymiş)Yine bir akşam saati canım 2 gündür olduğu gibi sıkkın malum sebepler,malum pankart, iki gün laf yetiştirip sonra da ceza yediğim antuya bir göz atıyorum topicler tam gaz, biliyorduk bize karşı olduklarını da bu sefer bütün düşmanlar elele vermiş sanki, her kafadan ayrı ses Fenerbahçeliliğimiz de kalmadı insanlığımızda, önemsiyor musun derseniz ne yazıkki önemsiyorum. Antuyu takip eden bir sürü genç arkadaş var ve bu çocuklar bu yazıları okudukça bizden soğuyorlar.<br /><br />Bütün o topiclerin arasında biri ayrıca dikkatimi çekti. Yine ünlü olma isim yapma meraklısı bir antu müdavimi bize sallamış fakat bu sefer farklı bir boyut kazandırmış olaya anket yapmış GFB kendini fesh etmeli midir?<br /><br />Baktım doğal olarak, evet diyenlerin çoğunlukta olduğunu düşünüyordum yanılmadım da ama yine de gözümle görünce üzüldüm. Fesh edilmeliymişiz, Fenerbahçenin kanayan yarası olmaktan öteye geçmişiz artık kangren olmuşuz falan filan. İki üç elemanın yaptığı yanlış işin açtığı sonuçlar aslında bize olan kin ve nefreti de bütün görselliğiyle göz önüne serdi. Bende oturdum düşündüm biz ne için varız? Biz ne hata yaptık?<br /><br />Yaptığımız hatalar olabilir verdiğimiz rahatsızlıklar olabilir bunun sebebi yaşı genç olan üye profilimizdir ancak bu hataları diğer takımların grupları hiç mi yapmıyor? Yeni stad ve yaratılmak istenen yeni taraftar profili birkaç sene öncesine kadar televizyondan tribünlere gıptayla bakarken işgal ettikleri stadımızın o güzide tribününde artık bizi beğenmez oldular. Elbette eskiden de vardı bizi sevmeyen ama şimdilerde sürekli güç kazanıyorlar, sesleri daha çok çıkıyor.<br /><br />Bize fesh edilsin diyenlere soracak sorularımı sizde biliyorsunuz onlarda biliyorlar. Sorunca iyiki bi deplasman yaptınız diyorlar. Yurtdışı deyince imkanınız var gidiyorsunuz olmayanları neden eziyorsunuz diyorlar aynı kişiler ceplerinde 15 lira yok nasıl kombine alıyo bunlar diyenler. Okudukça daha da yaralanıyorum bu grupta Fenerbahçeyle yatıp Fenerbahçeyle kalkan kardeşlerimi düşününce acaba ne için varız kimin için uğraşıyoruz diyorum kendi kendime. Cevap o anda dank ediyor;<br /><br />Fenerbahçe için varız ve hiç kimseye aldırmadan Fenerbahçe için devam edeceğiz. Bizi istemeyen çıkabilir, bizi sevmeyen çıkabilir, bize iftira atan ve hatta bize küfür eden de çıkabilir, bunlara cevap verebiliriz veya vermeyedebiliriz ama hepimizin unutmaması gereken birşey var bizi istemeyenlerle gireceğimiz her münakaşa varlığımızın sebebi, bizi çekemeyenlerin bizi çekememe sebepleri; Fenerbahçemize olan aşkımızdır.<br /><br />Genç Fenerbahçeliler fesh edilmeyecek sırf o kişiler gülerken göbeklerini kaşıyamasınlar diye biz bir olarak abimize desteğimize devam edeceğiz. Ama birgün hiç istemediğimiz şeyler olursa;<br /><br />Unutmayın ki biz tribünlerde olmaya devam edeceğiz.<br /><br />Seni Tribünden Sevmek Aşkların En Güzeli...ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-24146855871163139682008-09-11T07:21:00.000-07:002008-09-11T08:13:37.125-07:00Çubuklu Sevdası<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF_althho25oy7XgGui7UNitZNoOSGpwmHy4gA_B9Ve2kxjAIHr8NLCqJcsaqXnCaf8urFniWbbCv5k8xNtKzmGeToaafqP-Rme43Tcz8VI4X96fe7jrxDtsTTOsqC2kzyNIMflD_GODFP/s1600-h/cubuklu+sevdas%C4%B1.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF_althho25oy7XgGui7UNitZNoOSGpwmHy4gA_B9Ve2kxjAIHr8NLCqJcsaqXnCaf8urFniWbbCv5k8xNtKzmGeToaafqP-Rme43Tcz8VI4X96fe7jrxDtsTTOsqC2kzyNIMflD_GODFP/s320/cubuklu+sevdas%C4%B1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5244769040219121698" border="0" /></a><br />Bugün, günlerden perşembe. Güneşli bir sonbahar günü. Akşam yaklaşıyor ben acıkmaya devam ederken, yarattığı o mükemmel renk cümbüşüyle beraber. Sarı güneş mavi gökyüzünde parıldıyor. Aydınlatıyor yeşilin bütün güzelliğiyle süslediği Niksar'ı. Niksar bir kasaba, küçük ama sıcacık, gelen gitmek istemiyor, giden özlüyor, hani bir de mavi denizi olsa bodrum falan halt eder yanında. Sokakları parke taş, evleri ahşap, içlerinde küçük gariban aileler, bir anadolu kasabası, buram buram anadolu havası. O yüzden berrak belki de bu gökyüzü. Güneş'de o yüzden bu kadar güzel, birazdan laciverte dönecek gökyüzü ve koyulaşacak sarı güneşin tonu, işte o an benim bu dünyayı en sevdiğim andır. Siyah bulutlar kirletmediği sürece lacivertimi, ben hep tanık olacağım hayatımın sonuna kadar bu güzelliğe.<br /><br />Anadolu dedik ya, temiz havası güzel insanı, gariban halkıyla bir bütün olarak halk işte, yüzü güler, yaşamı sever, insana değer verir. Yukarıda da bir kare var, muhtemelen trabzon yöresinden bir kardeşimiz ama bu çocuklara Türkiyenin her yerinde rastlanabilir, boyası sarı-lacivert olan ahşap evler bütün anadoluda var, içlerinden çıkan Fenerbahçeli çocuklar her köşe başında top koşturur Fenerbahçeyle atar kalbi, belki galatasarayı yendiğimizde sevinçten ağlar, belki haksız bir mağlubiyeti duyduğunda üzülür erken yatar, o gün yemek yemez belki. Çoğunu da izleyemez zaten, biz izliyor muyduk ki?<br /><br />Alın işte bir çubuklu sevdalısı, ayağında giyecek birşey yok, şortu muhtemelen komşusundan alınmış trabzonspor şortu ama üstündeki güzelliğe ve çocuğun yüzüne bakın. İşte biz bu yüzden Fenerbahçeliyiz, biz halkız, her zaman halk olduk, ahşap evlerden çıkan arkadaşlarımızla oynadık ilk mahalle maçımızı, onlarla sevindik Fenerbahçe kazandığında bir maçı.<br /><br />Gelin görün ki artık Fenerbahçe eski Fenerbahçe değil, artık endüstriyelleşen futbolun dişlilerinin arasında sıkışmış, halktan giderek kopan bir Fenerbahçe. Her sene milyonlarca dolara transferler yaparken; kendi taraftarından, kendi halkından giderek uzaklaşan bir Fenerbahçe. Belki bu çocuklar hayatlarında hiçbir zaman Fenerbahçe maçlarına gidemeyecekler. Gitseler de önlerine zorluklar çıkarılacak, sulak bölgede yetişmiş izbandud gibi suratsız adamlar o çocukların karşılarına dikilecek. Olmayacak anlatamayacaklar çocuklarına Fenerbahçe sevgisini ve boyamayacaklar ahşaptan evlerini sarı-laciverte.<br /><br />Ne yapalım biz? Sırtımızı mı dönelim büyüdüğümüz toprağa? Sırtımızı mı dönelim kardeşlerimize arkadaşlarımıza halkımıza? Biz bu değiliz Fenerbahçeliyiz, halkız.<br /><br />Fenerbahçe Halktır. Bunun bilincindeyiz ve sonsuza dek de o bilinci taşıyıp nesilden nesile aktaracağız. Bizi bizden koparmak isteyenlere, taraftarına terörist gözüyle bakanlara dün olmadığı gibi bugün de itibar etmeyeceğiz. Çünkü Bizim Fenerbahçenin gerçek sahibi. Kişiler ve onların yardakçıları değil.<br /><br />11.09.2008ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-79842858148732150902008-09-07T05:26:00.000-07:002008-09-07T05:37:14.925-07:00Cebimdeki son 15 LiraSayın başkanımız ile Genç Fenerbahçeliler grubumuz arasında yaşanılan sıkıntıları hepimiz biliyoruz, takip ettik. İnanılamayacak sebeplerle abilerimizin aldığı cezalara şahit olduk. Maratondan çıkmama mücadelesinde abilerimize her türlü desteği vermeye çalıştık.<br /><br />Bu süreçte bizi en çok üzen ise klübe yollanan fakslardı. bu fakslara karşı UNIGFB olarak bizzat benim yazımla bir bildiri yayınladık. Bunları yaparken insanlara GFB ve UNIGFB duruşunu elimizden geldiğince aktarmaya çalıştık. Aynı süreçte antuda yazılanlar her birimizin kalbinde derin yaralar açtı. Öyle bir noktaya geldik ki, ''ah ulan biz bunlarla mı omuz omuza yapıcaz'' dediğimiz zamanlar oldu.<br /><br />Bir beyfendi klübe bizi şikayet ederken 'bunların cebinde 15 lira yok nasıl kombine alıyorlar demiş' cebimizde o kişi satın alacak kadar paramız var şükür. Ruhunu satsa 3-5 lira etmeyecek adamlar ceplerine 100lira koyunca kendilerini birşey zannediyorlar ama durum farklı, biz işin parasında değiliz. 15 liramız olsaydı cebimizde biz yine Fenerbahçe maçlarına giderdik, seni satın alacak kadar paramız var ama biz yine paramızı bu renklere harcıyoruz.<br /><br />AnlayanaONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-34054540935674030412008-07-05T07:07:00.000-07:002008-07-05T07:11:59.311-07:00Arap Erkan<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://users.cjb.net/araperkan/araperkan.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 320px;" src="http://users.cjb.net/araperkan/araperkan.jpg" alt="" border="0" /></a><br />Özlü sözleri olan iyi bir abimizdir ufak tefek abartmaları bizlerin yüzüne bir tebessüm yerleştirmeyi her zaman başarır yorum sizin;<br /><br />"İtalyaya Parma maçına giderken Havalimanında Olimpiakoslularla karşılaştık. Ufak çapta mevzular oldu. Mevzuda kaçanları uçağa bindirmedim."<br /><br />"Fenerbahçe - Manchester maçında bütün stada ananın a.. galatasaray çektirdim. Sir Alex Ferguson maç sonunda yanıma gelip Manchester tribününün başına geçmem için baskı yaptı."<br /><br />Samiyen'deki bir GS macindan once eski acikta taraftara hitaben konusmasinda; once (yakınındaki polislerin de etkisiyle) centilmenlik mesajlari verirken, birden cosmus, "Biz Fenerbahceliyiz, bize yakisan sekilde sadece takimimizi destekleyelim,.... buranin da A...sini s.kelim" diye bitirmisti. konusmayi..<br /><br />Sevgiler abiONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-31587694083304767802008-07-05T03:54:00.000-07:002008-07-05T03:59:08.177-07:00SelamlarYaz geldi ya yapacak birşey de kalmadı, artık rüyamda deplasmana gidiyorum, gs'lilerle çatışıyorum falan o derece boşluktayım yani...<br /><br />Epeydir de yazamadık buraya, ihmal ettik dedim madem sabahtan akşama ofiste vakit öldürüyoruz bari şöyle hareketli bi tatile çıkana kadar burayla ilgileniyim...<br /><br />Geldik geçenlerde yine memlekete, bol oksijen ve sakin bir kafa tatili, ciddi ciddi dinleniyorum yani, gündüzleri akşama kadar hiç kafama takmadan stres yapmadan babamın işlerini çalışanları kontrol ediyorum akşam da tombulsiselerle haşır neşir oluyorum başka bişey yok anlıyacağınız.<br /><br />Ama olsun bu da güzel ve gerçekten özlemişim memleketi, geçen senekinin aksine kafamı kurcalayan hatun matun dertleri de yok, uğruna içilecek bir manitamız da kalmadı ama böyle içmenin zevki de ayrıymış be kardeşim :)<br /><br />Hadi bakalım selametle akşama bi yazı daha koyucam meraklanmayın...ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-69828581520598161162008-03-06T12:38:00.000-08:002008-03-06T12:40:00.479-08:00Serdar Turgut döktürmüşBiliyorum uzun bir süredir sizleri güzel yazılarımdan mahrum bırakmıştım. ve biliyorum zaten sürekli takip etmiyordunuz burayı yemeyin beni, ama şimdi bir yazı koymam lazım ve okumanızı istiyorum. Bundan böyle bazı işlerinizde lafı dolandırmamayı öğrenmeniz açısından...<br /><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;color:#333333;">Ben hem New York’ta hem de Washington DC’de bekar olarak uzun süre yaşamak fırsatını bulmuş bir insanım.<br /><br />Her iki deneyimim de bende bir dizi travma yarattı ve kalıcı manevi yara da oluştu.<br /><br />Baştan şunu söyleyeyim; iki şehirde de kadınlar ve erkekler arasında ilişki anlayışında temel farklılıklar vardı: Erkekler en fazla sabah sonuçlanacak ilişki peşindeydiler, kadınlar ise koca arıyorlardı.<br /><br />Bu durum Washington’da daha vahimdi. Çünkü o şehirdeki kadınların çoğu devlette işleri olan insanlardı.<br /><br />Yani uzun süre okumuş, çalışmış ve belirli yere gelmişlerdi. Artık evlenmeleri gerekiyordu.<br /><br />Dolayısıyla tipik bir Washington DC çapkınlık gecesi şöyle gelişip biterdi:<br /><br />Adam barda yalnız oturmakta olan kadının yanına gider ve ‘size bir içki ısmarlayabilir miyim’ der.<br /><br />Kadın buna cevap olarak ‘Siz evli misiniz?’ diye sorar.<br /><br />Kazayla buna ‘hayır’ diye cevap verirseniz hemen evlilik hazırlıklarına başlayabilir kadın.<br /><br />Tabii hava böyle olunca insanda seks arayışına çıkmak için fazla istek kalmayabiliyordu. Ben oralarda her an kazayla evleneceğim korkusundan dışarıya bile çıkamaz hale geldim.<br /><br />Hatta bir kez eve fahişe çağırmıştım. Konuşma olsun diye, hayatta neler yapmak istediğini sordum. Tercihen yabancı bir erkekle evlenmek istediğini söyledi ve gazetecileri de çok heyecan verici bulduğunu anlattı.<br /><br />Ben o olaydan sonra hiçbir meslekten hiçbir kadınla anlamlı konuşmama karar aldım.<br /><br />Bence Washington’un bu hüzünlü durumunu en iyi ünlü stand-up komedyeni Henny Youngman ortaya koyuyordu.<br /><br />Onun anlattığı bir espri şöyleydi: Kadın ile adam barda yan yana oturuyorlardı. Kadın, adama dönüp ‘sizi burada daha önce hiç görmemiştim, nerelerdeydiniz bunca zamandır’ der. Adam, kadına dönüp ‘karımı vahşi şekilde öldürmek suçundan hapiste yatıyordum, yeni çıktım’ diye cevap verir. Kadın buna karşılık olarak gülümseyip ‘Ohh, demek ki bekarsınız da’ diyor.<br /><br />‘Bu iş böyle devam edemez’ deyip arada bir New York’a gidip birkaç gece takılırdım. Orada ortamın daha farklı olacağını düşünüyordum. Yanlış düşündüğümün ortaya çıktığı ilk gece başıma hayli utanarak hatırladığım bir olay geldi.<br /><br />Ben kolay sosyalleşebilen bir insan değilim. Hatta Karındeşen Jack bile benden daha sosyal sayılabilir. Konuşmayı da pek beceremem. Bir gece çok beğendiğim bir kadının yanına yaklaşıp ona kafamda kurduğum senaryolu latife cümlelerini söyledim. Kadın bana baktı, baktı, baktı, hatta dördüncü bir ‘baktı’ kelimesini hak edecek kadar uzun sürdü bakışı ve sonra hiçbir şey söylemeden ben orada hiç yokmuşum gibi davranmasını sürdürdü. ‘Rahatsız ettim, özür dilerim’ lafımı bile duymamış gibi yaptı. (Bu gibi durumlarda insan oraya gelmeden önce ölmüş olmayı filan arzulayabiliyor). Hareket etme kabiliyetimi yeniden kazanınca ben otelime kaçtım.<br /><br />Bir gece sonra hiç kimseyle konuşmama kararı aldığımdan (önceki geceki travmadan sonra Mother Theresa ile birlikte yaşamaya karar vermiştim) sadece etrafı izledim.<br /><br />Sonra otelime döndükten sonra şu sorunsalı düşünmekten sabaha kadar uyuyamadım:<br /><br />Bir mekanda bulunan bütün erkekler kız arkadaşı ve kadınlar da erkek ararken, nasıl olup da bunların yüzde 90’ına yakını eve yalnız döner? Neden, neden, neden ve hatta dördüncü bir neden daha. Hayli düşündükten sonra basit bir neden olduğunu çözümledim. Kimsenin direkt olarak ‘bu gece yatalım mı?’ sorusunu sormayı akıl etmemesinden kaynaklanıyordu sorun. Herkes asıl konunun etrafında dolaşıyordu.<br /><br />Örneğin; ‘yatalım mı?’ diye soracakken Heidegger’i tartışmaya girip bunun yatakta sonuçlanacağını sanıyorlardı.<br /><br />Bu gizemi çözdükten sonra bir hesap yaptım, liseden mezun olduktan sonra takriben bin 500 kadınla yatmak fırsatını sadece soruyu sormadığımdan kaçırmıştım. (Bunların 1499’una ‘hayır’ cevabı almak da düşünmek istemediğim bir olasılık tabii ki... Yarısına ‘hayır’ alsaydım geri kalan sayı da bana yetip artardı çünkü her şey sıfırdan iyi olmalı değil mi?..)<br /><br />Yatmadım ama bir sürü yabancı kadınla Karl Marx’ı, Groucho Marx’ı, Schopenhauer’i ve Jerry Lewis’i tartışmıştım.<br /><br />Bunları düşündükten sonra yabancı bir kadınla yatmak dalında dünya hız rekorunu da kırdım.<br /><br />New York’ta bir kadına saati sordum, sonra da ‘yatalım mı?’ dedim. İki saat sonra bir daha hiç görüşmemek üzere ayrıldık. Yaklaşan ‘Kadınlar Günü’nde onu saygıyla anıyorum.<br /><br />O günkü yaşımdan daha gençken hiç konuşmadan yatmayı başardığım kadın da olmuştu. Onu daha çok saygıyla anıyorum. Yüzünü hatırlayabilsem heykelini bile dikerim bu Kadınlar Günü’nde.<br /><br />Serdar Turgut 06.03.2008<br /></span>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-88505380090867639602008-02-01T11:15:00.001-08:002008-02-01T11:15:49.214-08:00Üniversiteme DokunmaEy Siyasetçi!<br /><br />Üniversitem üzerinden siyaset yapma<br /><br />Kirli oyunlarına alet etme<br /><br />Savunduğun şeriat zamanında bu ülkede kaç tane üniversite olduğunu hatırla<br /><br />Atatürk'ün Cumhuriyetinin temellerini sarsma<br /><br />İnanç üzerinden siyaset yapma<br /><br />Atatürk'ü siyasetine alet etme<br /><br />Üniversiteleri çatışma ortamına sürükleme<br /><br />Üniversite öğrencilerinin dış görünüşleriyle değil beyinleriyle uğraş<br /><br />Özerk üniversiteleri oluştur,Üniversitelerden elini çek!<br /><br />Üniversitelere yapabileceğin en büyük yardım eğitim bütçelerinin arttırılmasıdır unutma.!<br /><br />Ey akademisyen!<br /><br />Varoluşunun sebebini unutma<br /><br />Atatürk'ün izinden çıkma<br /><br />Her ne şartta olursa olsun eğitim ve bilimle uğraş<br /><br />Laik Üniversiteyi sağlamak için çalış<br /><br />Tarikatların,kişilerin etkisine kapılma<br /><br />Unutma! Sen bilim adamısın! Bilim öğretmekle yükümlüsün!<br /><br />Üniversiteler Medrese değildir, Yarını kuracak olanlar Üniversite öğrencileridir onları eğitecek olan sizlersiniz!<br /><br />Üniversite öğrencisine Sorgulamayı öğretmelisin<br /><br />Araştırmalı,kendini geliştirmelisin.<br /><br />Ey Akademisyen.!<br /><br />Siyasetin ve siyasetçinin etkisinden çık, işini yap.!<br /><br />'Öğretmenler Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır' M.K. Atatürk<br /><br /><span>..........................</span><div class="datawrap"><wbr><span class="word_break"></span>........<br /><br />Üniversitelerde oluşturulmaya çalışan çatışma ortamından rahatsız olanlar<br /><br />Atatürk devrimlerinin açtığı yolda her ne pahasına olursa olsun yürüyecek olanlar.<br /><br />Ama sadece Öğrenciler.<br /><br />Birleşelim,Sesimizi Duyuralım. Zaman Atatürk ilke ve inkılaplarını koruma zamanıdır!</div>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-4341354678895295032008-01-30T02:21:00.000-08:002008-01-30T10:20:25.609-08:00Oynatmaya az Kaldı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.gencfb.org/images/kapak/0708/fb-gs_ftk.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px;" src="http://www.gencfb.org/images/kapak/0708/fb-gs_ftk.jpg" alt="" border="0" /></a>Her sene iki kere yenmeye alışmış olduğumuz 6s klübünü bu sefer 4 kere yenmek icin fırsat çıktı... Alışmış kudurmuştan beterdir misali adamlar ellerinden gelen her fırsatta önümüze çıkıp yenilen pehlivanı oynuyorlar... Ama problem değil her iki maçtada en az 2 farklı galibiyet alıcaz diyorum... Deplasmandaki maça da herkesi çağırıyorum :)ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-52470916260925572442008-01-29T15:44:00.000-08:002008-01-29T15:52:33.372-08:00Ask hic biter mi?Bu ara cok fena sardım bu sarkıya... Hani hiçbi özel anlamı olmasa bile insana güzel geliyor...<br /><br />Aşk bitti elimden sanki minik bir balık kayıp gitti<br />Aşk bitti içimden sanki birşeyler kopup gitti<br /><br />Aşk hiç biter mi?<br /><br />Hiç bişey olmamış gibi boşlukta kayıp gider mi?<br /><br />Kalır adımızla bir sokak duvarında,bir ağaç kabuğunda bir takvim kenarında<br />kalır bir çiçekte bi defter arasında bi tırnak yarasında bi dolmuş sırasında<br />Kalır bi odada bi yastık oyasında bi mum ışığında bi yer yatağında...<br /><br />Aşk hiç biter mi?<br /><br />kalır dilimizde yinelenen bi şarkıda bi okul çıkışında bi çocuk bakışında<br />kalır bi kitapta bi masal perisinde bi hasta odasında bi gece yarısında<br />kalır bi durakta yırtık bi afişeteburuk bir gülüşte dağılmış yürüyüşte..<br /><br />Aşk hiç biter mi?<br /><br />kalır bi sokakta bi genel telefonda bi soru yanıtında bi komşu suratında<br />kalır bi pazarda bi kahve skokusunda bi tavşan diyetinde bi çorağ fiyatında<br />kalır bi yosunda bi deniz kıyısında bi martı kanadında bi vapur bacasında<br /><br />Aşk hiç biter mi?<br /><br />Bu şarkıda emeği geçen söyleyen herkese teşekkürler. Tribüncülerinde duygusal anları olabilceinin kanıtıdır bu konu hadi bakalım =)ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-77477207831746061952008-01-29T03:08:00.000-08:002008-01-29T03:23:17.491-08:00Sivastaydık<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEvH3ub_n7D1hDuWKeNLWcLwv15RWcrB20QsfvpU7QyxonbvbYCqs1Bnrl4sEa7yYKqmZBHBkuLbH5Cumo-d5d4yH7VgeFciYiSq534O36eENUbthyphenhyphenzdW-IjrwWDogdl1y40zV2wsSQDud/s1600-h/05.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEvH3ub_n7D1hDuWKeNLWcLwv15RWcrB20QsfvpU7QyxonbvbYCqs1Bnrl4sEa7yYKqmZBHBkuLbH5Cumo-d5d4yH7VgeFciYiSq534O36eENUbthyphenhyphenzdW-IjrwWDogdl1y40zV2wsSQDud/s320/05.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5160855704556274226" border="0" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4TwmscCs4rJyR9ZLQG1kxGullIC8JXfkAYBg0_R2368I_F37pKeshTpMweeVWJ9npB7f78VNV1mIy40qz6tydt8jVXeYuRhh_HDjwYOk3b3_hqURW3kvBfJQVNYDaghtSFybW2nrRl5Y9/s1600-h/03.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4TwmscCs4rJyR9ZLQG1kxGullIC8JXfkAYBg0_R2368I_F37pKeshTpMweeVWJ9npB7f78VNV1mIy40qz6tydt8jVXeYuRhh_HDjwYOk3b3_hqURW3kvBfJQVNYDaghtSFybW2nrRl5Y9/s320/03.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5160855017361506850" border="0" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgue5vMyxr8iceLKfJtD56sltSK6OEBAkstH3jnnIjIZz9dUztgmDeJuPGKenCmEeqjXUodsObnTT4SLW32BoKVfrxeBN3RvA6QD6HNA3m07IEYztAGKQSb23L4UQWZh5QO6a_ctld0nsHJ/s1600-h/17.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgue5vMyxr8iceLKfJtD56sltSK6OEBAkstH3jnnIjIZz9dUztgmDeJuPGKenCmEeqjXUodsObnTT4SLW32BoKVfrxeBN3RvA6QD6HNA3m07IEYztAGKQSb23L4UQWZh5QO6a_ctld0nsHJ/s320/17.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5160854587864777234" border="0" /></a><br />Biliyorum epeydir ihmal ettim burayı ama iste yine bımba gibi bir konuyla dönüyorum...<br /><br />Evet Sivastaydık, lig birincisi sahasında hiç yenilmemiş bir nevi havalara girmiş sivas kentine unigfb olarak pek çok üniversiteden yaptığımız katılımlarla tam anlamıyla çıkarma yaptık.<br /><br />İstanbuldan gelen kardeşlerimiz KFY otobüsüyle, kayseriden gelenler kayseri gfb otobüsüyle ve yozgattan gelenler ise yozgat gfb otobüsüyle şehre akın ettiler. Ben ise tokatta bulunmam vesilesiyle tokattan bir servis kaldırıp 10 kişiyi sivasa götürdüm...<br /><br />Çok soğuk olacak orda maç mı olur gibisinden söylentilere kulağımızı tıkayarak gittiğimiz sivasta bizi günlük güneşlik ve bahsedildiği kadar soğuk olmayan bir hava karşıladı. Önce İstanbuldan arkadaşlar sonra biz ve daha sonra yozgat ve kayseri adeta akın etti sivasa.<br /><br />Ufak çaplı kavgalar yaşansa da benim genel görüşüm sivas halkının bize karşı olan misafirperverliğiydi ve onlara teşekkür ediyorum bu yüzden.<br /><br />Stadda asılı olan pankartların yarısı bizdendi ve tezahuratlara katılım açısından da oldukça sağlamdık.<br /><br />Böyle tektek kopuk kopuk yazmak hoşuma gitmedi, hikayeleştiremiyorum o yüzden de bu yazıdan sıkıldım gelmeyenler çok şey kaybetti gelenler çok memnun kaldı.<br /><br />Burdan her zamanki gibi bize verdiği destekten ötürü Sefa abimize de sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum, UNIGFB her zaman her yerde...ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-65764074471484609902008-01-22T06:52:00.000-08:002008-01-22T07:10:35.816-08:00Trachimbrod diye bir yerBu sıralar moviemax'de güzel bir film oynuyor, herşey aydınlatılmalı diye bir kitabın sinema versiyonu ve oldukça güzel bir yahudi soykırımı işleyişi olmuş... Karakterli oldukça eğlenceli olan, filmin sonuna kadar merakla takip ettiren ve sonunda işin en başından beri hiçbirşey bilmediğimizi ortaya çıkaran,yeni sorularla beraber biten mükemmel bir film...<br /><br />Amerikalı bir yahudi gencin dedesini nazilerden kurtaranları öğrenmek için yaptığı yolculuk bizler için çok ilginç şeyler öğretiyor. Karakterimizin tercümanı ve rehberi ukraynalı amerikan özentisi bir genç, karakterimize zeki bir köpek ve kör bir dedemiz eşlik ediyor.<br /><br />Trachimbrod bir köy,nazilerin tamamını yok ettiği bir köy bir nevi anıt mezar gibi, altında pek çok sır gizliyor ve soykırımın pisliğini bize güzel bir anlatımla gösteriyor bu film..<br /><br />filmden birkaç alıntı yapayım;<br /><br /><a href="http://www.uludagsozluk.com/k/igor/" title="igor">igor</a>: neden buna 69 diyorlar?<br />alex:çünkü bu 1969'da bulundu<br />igor:nerden biliyorsun?<br /><a href="http://www.uludagsozluk.com/k/alex/" title="alex">alex</a>: <a href="http://www.uludagsozluk.com/k/ona-bunun-1969-yilinda-icat-edildigini-soyledim/" title="(bkz: ona bunun 1969 yilinda icat edildigini soyledim)">*</a> biliyorum çünkü icat eden arkadaşım. <a href="http://www.uludagsozluk.com/k/gb/" title="(bkz: gb)">*</a><br /><a href="http://www.uludagsozluk.com/k/igor/" title="igor">igor</a>: insanlar 1969 yılından önce ne yapıyorlardı ?<br /><a href="http://www.uludagsozluk.com/k/alex/" title="alex">alex</a>: ??!!?? <a href="http://www.uludagsozluk.com/k/o-bir-dahi-benim-minyatur-kardesim/" title="(bkz: o bir dahi benim minyatur kardesim)">*</a><br /><br />bir diğeri<br /><br />jonathan: nedir bu? <a href="http://www.uludagsozluk.com/k/binalari-kastederek/" title="(bkz: binalari kastederek)">*</a><br />alex: sovyetler.<br />jonathan: ne oldu?<br />alex: bağımsızlık. <br /><br />**<br />alex:rehber<br />igor:alexin kardeşi<br />jonathan:yahudi çocukONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-37395920649353853012008-01-13T04:41:00.000-08:002008-01-13T04:42:47.109-08:002. Devre HakkındaArkadaşlar hep beraber güzel bir şekilde kapattığımız ilk devreden sonra yeni katılımlarla ikinci devreye bugün giriyoruz. Bu devrede deplasman ağırlıklı maçlar var ve özellikle mart ayından itibaren başta sevilla deplasmanı olmak üzere galatasaray,beşiktaş,trabzon ve birkaç anadolu deplasmanıyla bu devre Genc Fenerbahceliler ismine katkımızı yapmayı devam ettireceğiz.<br /><br />Çıkması planlanan ürünlerden gelecek gelirlerle kareografi şovlarına yeniden dönülecek ve Genc Fenerbahceliler'in üniversite oluşumu Genç Fenerbahceliler ismine üzerine düşen katkı neyse yapacaktır. İlk devrede olduğu gibi bu devrede de maçlara kalabalık katılımlarla gitmemiz gerekmektedir ve düzenlenen her organizasyonda üye üniversitelerimizin bütün desteğini bekliyoruz...<br /><br />ÜNIGFB üyesi üniversitelerde oluşum ve yapılanma çalışmalarına hız verilmesi ve 2008-2009 sezonu için ön hazırlıklara başlanması gerekmektedir. Ayrıca üniversitenizin bulunduğu ilin çevresindeki futbol-basketbol-voleybol maçlarına pankartlarınızla katılmanız gerekmektedir. Bunun için ise bir otokontrol yapacağız ve üye üniversitelerimizin aktivitelerini sürekli olarak takip edeceğiz.(bu dönem sticker,sprey vb. aktiviteleriyle okullarınızda ve bulunduğunuz illerde kendi reklamınızı yaparak sizden haberi olmayan Fenerbahceli kardeşlerimizi de gruba katın, mail grubu vb. şeylerle internet üzerinden kendi içinizdeki haberleşme ağını kuvvetlendirin)<br /><br />Üniversitelerdeki Genç Fenerbahceliler varlığını arttırmak abilerimizin bize vermiş oldukları desteğe olan mutlak borcumuzdur. Bu sezon kapandığında içimiz rahat olsun ve üzerimize düşeni yapmış olalım.<br /><br />Yeni devre hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.<br /><br />Genc Fenerbahceliler-Uni<br /><br />UNIGFB YKONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-84025680049646457072008-01-10T12:16:00.000-08:002008-01-10T12:17:28.426-08:00Handanla MehmetGüzel bir yazı gördüm biyerde, Hemen koyuyorum..<br /><br /><br /><span class="content"> Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup,olmadığını merak eder. Aklını okumuşcasına Mehmet annesine der ki: Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok. Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner. Aradan bir iki gün sonra Handan der ki: Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum. Mehmet yanıtlar: Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım. Oturur ve yazar: Anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum. Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. Sevgiler oğlun Mehmet. Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir: Sevgili oğlum: Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki: Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. Sevgilerle annen... <br /> </span><br /><span class="content"></span>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-4451812503480277912008-01-10T11:18:00.000-08:002008-01-10T11:34:13.698-08:00Harikalar Diyarı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2008-01-10_bas288.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 200px;" src="http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2008-01-10_bas288.jpg" alt="" border="0" /></a><br />Tanjevic'in bütün sabotelerine rağmen Fenerbahcemiz Avrupada futbolda olduğu gibi doludizgin ilerlemeye devam ediyor... Abdi ipekçide UNIGFB'nin katılım gösteremediği önemli maçta fransız temsilcisi <span><span style="font-family:arial;font-size:85%;color:#021134;">Chorale Roanne'i 81-68 gibi acık bir farkla yenerek top16 yolunda büyük bir avantaj sağladı...<br /><br />Bu skordan dolayı emeği geçenlere ve Fenerbahcemizi yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerimizi borç biliyoruz... Her alanda zirveye...<span style="font-family: times new roman;"></span><br /></span></span>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1987733535069402813.post-14898722779383458422008-01-08T04:42:00.001-08:002008-01-08T04:43:29.614-08:00Transfer..<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.haberturk.com/kuturesim/aziz2.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 200px;" src="http://www.haberturk.com/kuturesim/aziz2.jpg" alt="" border="0" /></a><br /><span id="LabelHTML"> Haberlerde yer alış şekline göre Aziz Yıldırım bu konuda Zico´nun isteğini geri çevirmiş... Sınırlı ve genç bir kadroya sahip Fenerbahcemiz Avrupada harikalar yaratırken ara dönem transferini yıllardır Avrupada yola devam şartına bağlayan başkanımızın bu sezon transfer yapmama kararı alması bence olası bir yarı final yolunun önünde yüzde 20´lik etki yapar görüşündeyim. Gerçi harikalar yarattığımız olağan üstü oynadığımız bir gerçek ama yinede orta sahaya yada forvete en az bir yıldız futbolcu daha katılsaydı (şampiyonlar liginden elde edilen parayla) Avrupa için şansımız çok daha yüksek olabilirdi...<br /><br />Yinede hayal meyal gibi kelimelere yer yok‚ Ben bana düşen desteği her zaman veririm ama sizce bu karar olumlu mu yoksa olumsuz mu merak ettim... Çünkü olumlu yönü de yok değil‚ oturmuş ve başarılı bir kadroya takviye yapmak futbolcularda moral bozukluğuna da yol açabilir... </span>ONURhttp://www.blogger.com/profile/06191572721896344368noreply@blogger.com0